Fırat Aydınkaya: Said Nursi, Ermeniler ve 1915

Risale-i Nur külliyatının bir kısmı da dâhil olmak üzere neredeyse bütün Nurcu literatürünün Ermeniler konusunda devletçi, önyargılı ve yer yer ırkçı klişelerin yoğun etkisi altında kaleme alındığına şüphe yok. Bahusus Nursi’nin talebeleri tarafından hazırlanan ama kendisinin şahsi denetiminden geçip geçmediği muamma olan Tarihçe-i Hayat eseri Ermeniler konusunda klişeleşmiş önyargılarla doludur. Bunun yanı sıra post-Nursi dönemde Nurcu literatüre şekil veren müelliflerin neredeyse tümünün katıksız Ermeni düşmanı ve iflah olmaz soykırım inkârcısı olduklarını görmemiz gerekir.…

Sait Çetinoğlu: Tarihi Ermenistan’ın tedricen Kürdistan’a dönüşümü

19. yüzyılda Batı Ermenistan’ın (Eski)/Kürdistan’ın (Yeni) Dönüşümü ve Otokton Halklar Üzerine Etkisi

Osmanlının merkezileşme yönünde gelişimi yada yönelimi 18 Yüzyılda İmparatorluğun doğusunda zafere kazanmış ve Doğu Anadoluda Ermenilerin ve Kürtlerin yaşadığı Batı Ermenistan/Kürdistanda toplumsal ilişkileri tamamen değiştirerek 1848’e dek ikinci fetih ile ilişkileri içinden çıkılamaz bir sürece itmiştir.

Devletin Yeniçerileri ortadan kaldırarak Sünni-İslama yönelimi ile birlikte ortaya çıkan ve devlet görevlilerini arkalarına alan şeyhler, yeni bir baskı unsuru olarak Ermeni yaylasındaki Ermeni köylülerinin başına bela kesilmişlerdir.…

Garo Sasuni: Ermeni-Kürt İlişkileri (1514-1800)

Sivas’ın doğusunda kalan bölgedeki Ermeniler Osmanlı Devleti ve Kürt Beyliklerine bağlı kalıyorlardı. Muhakkak ki bu 300 yıllık devrede, Ermeni ve Kürt Ulusları siyasi alanda ilişkiler içindeydiler, ne yazık ki bu konuda geniş bil­giden yoksunuz. Fakat bu konuyla ilgili birkaç önemli olaya daha ileride yer ve­receğiz.

Her iki ulus arasındaki siyasi ilişkilerin fazla bilinmemesi, Ermeniler ve Kürtlerin siyasi ilişkiler içinde olmadıkları anlamına gelmez.…

Sait Çetinoğlu: 1915 Soykırımı Bağlamında Kürt-Ermeni Tarih Muhasebesi

Dostum Hovsep Hayreni’nin çalışmalarını değerlendiren bir sunuş yazmak son derece zordur. Zira O kılı kırk yaran titiz bir araştırmacıdır. Bu bakımdan yazıları üzerinde konuşurken ve yazarken de onun gibi titiz ve özenli olmak gerekir.

Tarihi Ermenistan’da, Ermeni- Kürt – Kızılbaş başta olmak üzere halkların birbirleriyle olan ilişkileri konusunda bir elin parmaklarını geçmeyen araştırmaların yanına Hovsep, kapsamlı, 1915 Soykırımı odaklı yüz yıllık süreci inceleyen, irdeleyen ve yorumlayan bir araştırma eklemiştir.…

Bir başka açıdan Kürtlerin Ermeni Soykırımı’ndaki rolü

Ferda Balancar: Yazılarınızda Kürtlerin soykırıma katılma sürecinde bazı kavramları sık kullanıyorsunuz. Bunlardan birisi iştirak kavramı. Bu kavramı açar mısınız?

İştirak kavramını bilinçli olarak kullanıyorum. Soykırım ile Kürtler arasındaki ilişkiyi ancak iştirak gibi teknik ve kullanışlı bir terim izah edebilir diye düşünüyorum. Başlarken iştirak kelimesinin tesadüfi veya gayrı iradi durumlara tamamen kapalı olduğunu ve iştirak için muhakkak bir iradenin olması gerektiğini belirtmemiz lazım.…

Harun Ercan / Mehmet Polatel: Masis Kürkçügil ile Soykırım ve Ermeni-Kürt İlişkileri Üzerine

II. Abdülhamid dönemine gelmeden önce Ermeni toplumu içerisinde ne gibi toplumsal, siyasal ve kültürel dönüşümler yaşanıyordu?

Eğer “Ermenilerin siyasallaşmasından” bahsedeceksek II. Abdülhamid döneminden çok önce Ermenilerin “modern” anlamıyla, o günlerde gelişen sınıfların, burjuvalarının bulunduğu alanlar ne ise oralardan başlamak gerekir. Ermeni entelijansiyası, –tabii Batı Ermenistan’daki çünkü Doğu Ermenistan farklıdır; buluştukları kanal var ama önemli ölçüde ayrıdırlar– büyük oranda 1840’lı yıllarda Avrupa’da yetişmiştir.…

Hovsep Hayreni: Kürt ve Ermeni sorununun güçlü bağları var

Uzun yıllardır Kürt halkı ile Ermeni halkı arasında var olan bir iletişim kopukluğu sonucunda kimi önyargılar, iddialar dün olduğu kadar bugün de yerini almaktadır. Bunun en önemli etkeni ise 1915 Ermeni soykırımı esnasında yaşanan, yaşatılan ve dayatılan vahşetlerdir. Günümüzdeki son çözüm süreci ise bu kopukluğu gidermek, halkları birbirlerine yakınlaştırmak ve geleceğe kardeşce ortak bir yaşam ve demokrasi mücadelesi oluşturmak için önemli bir zemin oluşturmakta.…

1915’te kolektif Kürt suçu yok ama sorumluluk orada duruyor

Ermeni Soykırımı üzerine çalışan başlıca akademisyenlerden Hilmar Kaiser’in İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları’nca İngilizce olarak basılan kitabı ‘The Extermination of Armenians in the Diarbekir Region’ (Diyabakır Bölgesinde Ermenilerin Yok edilmesi) bugüne dek kullanılmamış Osmanlı belgelerine dayalı olan ilk vaka çalışması. Kaiser’le soykırım sırasındaki güç ilişkilerini konuştuk.

Ermeni Soykırımı üzerine çalışan başlıca akademisyenlerden Hilmar Kaiser’in İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları’nca İngilizce olarak basılan kitabı ‘The Extermination of Armenians in the Diarbekir Region’ (Diyabakır Bölgesinde Ermenilerin Yok edilmesi) bugüne dek kullanılmamış Osmanlı belgelerine dayalı olan ilk vaka çalışması olma özelliğine sahip.…

İsmail Beşikçi Vakfı Kürtlerin 1915’ini araştırıyor

İsmail Beşikçi Vakfı, 1915’in yüzüncü yıldönümü yaklaşırken Diyarbakır özelinde bir araştırma başlattı. Yaklaşık 8 aydır devam eden proje kapsamında bölgede yaşayan, farklı yaş ve sınıflara mensup Kürtler ile Kürt aydın ve siyasilerle konuşuldu. Namık Kemal Dinç, Adnan Çelik, Kadir Kaçan, Tülin Dağ ve Serdar Öztürk tarafından yürütülen “1915 – Diyarbakır ve Kürtler” isimli sözlü tarih çalışmasıyla yaşananların nasıl aktarıldığı, hangi kelimelerin kullanıldığı ortaya çıkarılırken Kürtlerin 1915 olaylarındaki rolü de sorgulanıyor.…

Hatip Dicle: 1915’te Kürtler de Ermenilerin mallarına el koydu

Kürt siyasi hareketinin önemli isimlerinden biri olan Hatip Dicle Al Jazeera’den Helin Alp’e tutuklu bulunduğu Diyarbakır D tipi Cezaevi’nden söyleşi verdi. Dicle, çözüm sürecinden yaklaşan cumhurbaşkanlığı seçimlerine, özerklikten Kürt siyasi hareketine yapılan eleştirilere kadar birçok konuya ilişkin konuştu.

“ÇOĞU HAKİM İÇİN HUKUKUN ANLAMI: DEVLETİN BEKASINI KORUMAK”

Önceki haftalarda avukatlarının Dicle ve cezaevinde bulunan 43 siyasetçi için mahkemeye sunduğu ‘tutukluluğun gözden geçirilmesi’ talebi, mahkeme tarafından ‘dağa çıkabilirler’ gerekçesiyle reddedildi.…