Ümit Kurt: Balkan Savaşları, Türk milliyetçiliği ve İttihatçılık

1911-12 Balkan Savaşları’nda yaşanan yenilginin, Türk milliyetçiliğindeki Ermeni ve Hıristiyan nefretinin nedeni olduğu görüşü her daim öne sürülür. Resmi tarihi savunmaya çalışan tarihçilerin ağzından bu söylem sakız gibi çiğnenmiştir.

Bizim milliyetçi mukaddesatçı düşüncede Balkan Savaşları çok sık kullanılan bir araç olagelmiştir. İttihatçılar da bu söylemi sıklıkla dolaşıma sokmuştur. Bunun izdüşümünü Anadolu Hıristiyanlığına ve Ermenilere yönelik imha siyasetlerinde de görmek mümkündür.…

Ümit Kardaş: İttihatçı devlet: Rumlar-Ermeniler-Araplar-Kürtler

Londra Antlaşması’yla Osmanlı İmparatorluğu sadece Rumeli’yi kaybetmemiş, Ortadoğu’da yaşayan Hristiyanları ve Arapları da kaybetmişti. Söz konusu unsurlar asimile olmamışlardı ve aynı ırktan oluşan yeni devletlerin imparatorluktan ayrılma başarısını göstermeleri nedeniyle de artık boyun eğmeleri mümkün değildi.

Helenizm’in Batı Anadolu ve Karadeniz (Pontos) bölgelerinden İç Anadolu’ya uzanması, Rumların eğitim ve ekonomik gelişme açısından Türklerden daha üstün olmaları Jön Türkler için korkutucuydu.…

Talat Göçmen: Kanlı Bir Miras Öyküsü Ya Da Ermeni Soykırımı

“Babam şimdi 90, annem ise 82 yaşında. Büyükbabamı idam etmişler, babaannem ise ırzına geçilerek öldürülmüş. Dokuz çocuklu aileden bir tek babam ve 5 yaşındaki kardeşim kurtulmuşlar. Anne tarafımın hikayesi ise farklı, biraz anormal ama bu yüzden ihmal edilmesi gerekmiyor. Annemin babası, ailesi önünde, hamile karısı ve yaşlan 2 ile 8 arasındaki dört çocuğun gözleri önünde idam edilmiş.…

Tanil Bora: Ebed-Müdded İttihatçılık

1 Kasım 1918, İttihat ve Terakki Cemiyeti kendini feshetmişti. Yani bir hafta önce, ilk hücresinin kuruluşu 1889’a uzanan Cemiyet’in resmen bitişinin 100. yıldönümüydü. “Resmen” diyorum, zira İttihatçılar Millî Mücadele’nin örgütlenmesinde yer aldılar ve ancak Mustafa Kemal’in iktidarını pekiştirme sürecinde tasfiye edildiler. Celal Bayar’ın meşhur “benim esas partim İttihat ve Terakki’dir” sözünün imâ ettiği gibi, İttihatçılığın ‘bünyeden hiç çıkmayan’ bir mensubiyet olduğuna dair bir ‘giz’ de zihinlerde saklanır.…

Temel Demirer: İTTİHATÇILARDAN KEMALİZME “ULUS(LAŞMA)” VEYA İMHA, İNKÂR VE ÖTEKİLEŞTİRMENİN TÜRKÇESİ

“Gerçeği susturup,

yeraltına gömseniz bile,

o büyüyecektir.”[2]

Tarih, içinden işimize gelen bölümleri seçip, öne çıkarırken; işimize gelmeyenleri “es” geçip, karartacağımız bir alan değildir, olmamalıdır…

Bu elbette bir dilek ve bunun bir adım ötesine bir adım attığınızda tarihi ait olduğunuz (ezen ya da ezilen) taraftan okumaya başlarsınız.

Tarihi ezilenden yana okumaya başlayınca, ezenin resmî tarihini, tabu ve yalanlarını yıkmaya başlarsınız ki, bu yıkım aynı zamanda ezilenlerin tarihinin de inşasıdır.…