Sarkis Hatspanian: BİTLİS’TE 15 KİLİSE, BERİ GEL CANAN BERİ GEL!

2015’E 1 YIL KALA - BEKLENMEDİK BİR İNSAFSIZLIK VE VEFASIZLIK ÖRNEĞİ ! Sarkis Hatspanian (Facebook)“İyi olmak kolaydır, zor olan adil olmaktır !” Victor HUGO

Bundan günler önce Avrupa’da politik ilticacı olarak yaşayan bir Kürt dostumdan sosyal medyadaki sayfama yönlendirilen bir ileti sayesinde “Bitlisname” adını taşıyan bir website ile, onun “kendi alanında akademik, bilimsel, kültürel ve toplum çalışması yürüten bazı Bitlisli şahsiyetlerin oluşturmuş oldukları bir Bitlis Düşünce ve Bilimsel Çalışma Platformu” olduğunu bildiren uzun uzadıya bir yazıyla tanışma şerefine nail oldum.…

Sarkis Hatspanian: 28 Mayıs 1918: Olmak veya Olmamak, Sorun Bu İşte!

Sardarapat Zaferi olmasaydı, dünya haritasında Ermeni Devleti de olmayacaktı kuşkusuz!

1917 Ekim’inde Rusya’da gerçekleştirilen devrim sonrası iktidara gelen Sovyet hükümetinin çağrısıyla Birinci Dünya Savaşı’nın Güney Kafkasya Cephesi’ndeki Rus askeri birlikleri bulundukları yerlerden geri çekilirler. 1915’te soykırıma uğramış Ermeni ulusu için bu geri çekilme çağrısı, halkının Ermenistan’ın doğusunda kalmayı başaran az sayıda insanlarının da katledilerek, yok olmasına eşdeğerdi ve Vladimir Ilyich Lenin bu durumun Ermeniler için ne kadar yaşamsal öneme sahip olduğunu herkesten çok iyi bildiği halde, olası yeni bir soykırıma göz yumar.…

Sarkis Hatspanian: 18 Ocak 2014’te Ankara’da düzenlenen “Hrant Dink’in Katline 2015 Perspektifinden Bakmak”

18 Ocak 2014’te Ankara’da düzenlenen “Hrant Dink’in Katline 2015 Perspektifinden Bakmak”Forumu’na yazılı sunumdur

Değerli dostlar,

Hrant-Dink'in-Katline-2015-Ankara’da düzenlediğiniz “Hrant Dink’in Katline 2015 Perspektifinden Bakmak” Forumu’na, 12 Eylül 1980 sonrası vatandaşlığından atıldığım “T.C.” devletinin Ermeni insanına karşı hiç durmaksızın, görülmedik bir inatla yürüttüğü ırkçı-intikamcı politika nedeniyle şahsen katılma olanağından yoksun bırakıldığımdan, orada olup hepinizle kucaklaşabilme zevkinden mahrum edilen eski bir “faşist cunta sürgünü” olarak, çok ama çok değerli bulduğum çabalarınıza katkımı ancak yazılı sunumla getirebilme zorunluluğumu anlayışla karşılayıp, mazur göreceğinize inanıyorum.…

Sarkis Hatspanian: “SENEDE BİR GÜN”

24-nisan-1915-senede-bir-gu“Soykırım artığı” Ermenilerle günlük yaşamda sıradan merhabası olanlardan tutun, en dostça ilişkiler içerisinde olanlara kadar hemen hiç kimsenin Ermenilere karşı işlenen bu korkunç suçun vuku bulduğu zaman boğazlanıp-katledilenleriyle değil, onlardan mucizeyle hayatta kalanlar ve onların ardıllarıyla yüzleşme durumunda olduklarının “farkında değillermiş gibi” yaşayageldiklerinin şahidi olarak, “hafıza-i beşer nisyan ile maluldür” söylemiyle yetinmek durumunda kalıyoruz.…

Sarkis Hatspanian: 2015’E 1 YIL KALA: MESELE ESİR DÜŞMEKTE DEĞİL, KESAB TESLİM OLMAMAKTA BÜTÜN MESELE!

Değerli dostlar,

21 Mart 2014 sabahının erken saatlerinde “T.C.”den Suriye’nin Ermeni KESAB kasabasına yapılan saldırı sonucu, tüm tarihi boyunca enva-i türden Türk boyları hariç herkesle barış içerisinde yaşayagelmiş, sabahtan akşama toprak anayla kavga vererek, emeğiyle çalışıp, bostan yaratmış, ağaç dikmiş, hep ve sadece alın teri ve nasırlı elleriyle varolmuş bu ‘karıncayı bile incitmemiş’ insanların gerçekten yeryüzü cenneti güzelliğindeki kenti, “Dört nala gelmiş Uzak Asya’dan” usulü “Bu memleket bizim” diyen çeşitli soy ve boyların işgaline uğradı.…

Sarkis Hatspanian: 2015’E 1 YIL KALA: “KESAB” HEPİNİZİN VİCDAN AYNASIDIR!

BİNYILLARDIR KENDİ TOPRAKLARINDA SADECE ALIN TERİ VE İNSAN EMEĞİYLE YAŞAYAN ERMENİLERE YAPILAN BARBARCA SALDIRIYA KARŞI HAYKIRMAK YERİNE SUSMAYI SÜRDÜREN TÜM İNSAN MÜSVEDDELERİNİ KINIYORUZ!

KESAB İÇİN SUSANLARDAN, «SAMANDAĞ, İSKENDERUN, MERSİN, ADIYAMAN, DERSİM, HOPA, DİYARBAKIR, İSTANBUL, BAKIRKÖY, ŞİŞLİ, KURTULUŞ, KADIKÖY VEYA ADALAR’DA YAŞAYAN ERMENİLER ARASINDA NE FARK VAR ?» SORUMUZA DA CEVAP VERMELERİNİ BEKLİYORUZ!…

Sarkis Hatspanian: HİÇBİR GÜRÜLTÜ VİCDANIMIZIN SESİNDEN DAHA GÜÇLÜ OLAMAZ!

Politik tutuklu olarak bulunduğum “Vardaşen” mahpusanesinde kaleme aldığım «Dağlık Karabağ Gerçeği» yazı serisinin “KARABAĞ HER İNSAN İÇİN BİR VİCDAN AYNASIDIR” başlıklı olanı o zamanlar Türkçe makaleler yayınlayan epeyi websitede yayınlanmış ve bana ulaşan yorumların çoğunluğundan edindiğim intibaya göre okuyucuların beğenilerine layık bulunmuştu.

O yazımda okuyucuyu en fazla etkileyen şey savaşta bir Ermeni askeriyle, savaş esiri konumundaki Azeri nine arasındaki insani ilişkinin şaşırtan çarpıcılığı olsa da, vurgulamaya çalıştığım önemli olgunun benim açımdan “Karabağ’ın, Ermenilerin kolektif hafızasının yeniden canlanmasını sağlayan yer olmasından ötürü, 1915’ten 75 yıl sonra “Ermeniler artık kesilmek istemiyor” mesajının tüm dünyaya sadece buradan ulaştırılabilir olması” gerçeğiydi.…

Sarkis Hatspanian: 2015’E 1 YIL KALA: HERKES GİBİ KÜRTLERİN DE GÖREVİ, MESELELERİ OBJEKTİF BİR BAKIŞ AÇISIYLA ELE ALMAKTIR!

Sarkis HatspanianHerhangi bir yazıyla ilgili görüş bildirme durumunda onun hep şu veya bu kısmıyla ilgili fikir belirtme haline okuyucuların bir kesiminin çoğunlukla olumsuz tepki göstererek onu yapana “cımbızlama yönteme başvurma” suçlamasında bulunması alışıldık bir durumdur. Eleştiriyi mutlaka “karalama” olarak gören böylelerinin olası olumsuz söylemlerine fırsat vermemenin tek yolu o yazıyı kısmen değil, baştan başa gözden geçirmektir.…

Sarkis Hatspanian: 2015’E 1 YIL KALA, YALANA KARŞI MÜCADELE BİR İNSANLIK GÖREVİDİR!

“Bir toplum gerçeklerden ne kadar uzaklaşırsa, gerçeği söyleyenlerden o kadar nefret eder!” George Orwell

Bundan sadece birkaç gün önce değerli bir dostumun ilettiği bir linkte Vahap Işık imzasıyla yayınlanan “Kürdlerin Hrant Dink’i: Sehîde Îbo” başlıklı bir yazı okudum. Yaklaşık 1900 kelimeden oluşan bu yazının temelini oluşturan Ermeni halkı ve onun günümüzde sahip olduğu Ermenistan devletine karşı bu denli düşmanca, kin dolu ve akla-vicdana sığmaz YALAN’la harmanlanarak sunulmuş UYDURMA bilgilerin birarada olmasından bir insan olarak bayağı ürperdim diyebilirim.…

Sarkis Hatspanian: 2015’E 2 YIL KALA: “SEN MUTLULUĞUN RESMİNİ YAPABİLİR MİSİN SIRRI, İŞİN KOLAYINA KAÇMADAN AMA!”

Sırrı Süreyya Önder’in Türkmen dedelerinin Adıyaman’a gelmelerinden binyıllar evvel “Güneşin Oğulları” diye adlandırılan Ermeni atalarım o topraklarda görülmemiş zenginlikte ileri bir uygarlık yaratmış, Nemrut Dağı’nın ulaşılmaz sanılan tepelerine o zaman inandıkları tanrılarıyla, tanrıçalarının devasa heykellerini dikmiş olmakla bilinirler.

Sırrı’nın dedeleri Adıyaman’da göçebelikten yerleşik yaşama geçiş sürecinde elma, armut, mişmiş ve üzümün nasıl yetiştirildiğini, onlardan nasıl pestil, reçel ve hoşaf yapıldığını, bağ-bahçe-bostan kurmayı, toprağı işlemeyi, onu kendi terleriyle ıslatmayı dedelerimden öğrenip, insan emeğiyle yaratılan hayatın meyvelerinin tarif edilmez tadına ilk defa Adıyaman Ermenileri sayesinde vardıklarıyla da bilinirler.…