BİTLİS SANCAĞI

HAYATTA KALAN AVETİS TER-NERSESYAN’IN, BİTLİS SANCAĞININ KHİZAN KAZASINDAKİ KHARKHOTS KÖYÜ KATLİAMLARIYLA İLGİ­Lİ TANIKLIĞI

21 Ağustos 1916, Garakilisa

Bağeş’in {Bitlis) Khizan kazasına bağlı Kharkhots köyü resi Avetis Ter- Nersesyan’ın (55 yaşında) verdiği bilgiler:

Eski durumu: Khizan sancağının 3 kazası {nahiye) ve üç müdürü vardı, kaymakamın makamı Karasu’daydı. Bu nahiyeler şunlardı: 1) Er­meni nüfuslu 16 köyüyle Şınidzor-Proşents, 2) Sıparkert-Mamırtank, Kürt ve Ermeni karışık, büyük kısmı Ermeni; müdür Aşağı Hüruk’ta otururdu, 3) Khorors, çoğunluk Kürt. Kharkhots köyü Şınidzor nahiye­sine bağlı olup, Proşents’den ancak yarım saat uzaklıktaydı. 42 hane sırf Ermeni nüfusa sahipti.

Köyün 1.500 baş koyunu, 500’ün üzerinde büyükbaşı (camız yoktu), 2 atı, 10 katırı ve 20 eşeği, her evin bir meyve bahçesi, bir meyve ağacı olmayan bahçeleri ve üzüm bağları, 4 su değirmeni, 2 yağhanesi, 30 ku­tanı, 40 sabanı, 35 kağnısı vardı. Köy yılda 1.600 halvar tahıl (200 halvar uşur verilmekteydi), 2.000 balya saman üretiyordu. Köyde 500 arı kovanı vardı.

Köyden daha önce Varna’ya 2 kişi, Poti’ye 2 erkek ve Konstantino- pel’e (İstanbul) 1 erkek gurbete gitmişti.

Köyde Lusapıtuğ Surb Sahak adlı kemerli, taştan yapılmış ve üç sunaklı bir kilise vardı. Bu kilisede Surb Sahak, Surb Georg ve Krista- por’un kemikleri bulunuyordu. İki papazı (Ter Hovhannes yaşıyor, ama Ter Hovsep Aştarak’ta öldü) vardı. Köyün dışında da Tukh-Mânuk Şapeli vardı. Kilisenin sahip olduğu, bazıları parşömen, çok sayıda elyazması İncil, altın kupa, haçlar, urbalar (18) ve çok sayıda kullanım eşyaları kilisede döşeme taşlarının altına gömüldü.

50 karma öğrenci ve iki öğretmenli iki gözlü bir okulu vardı.

Köyün dinî önderi, başrahibi (Petros Vardapet manastırda öldürüldü) Khizan’daki Surb Khaç Manastırı’nda kalırdı ve Ağtamar Katolikosu ta­rafından atanmıştı.

Mevcut durumu: – Kharkhots’ta şimdi sadece Kürtler yaşıyor. Hiç Ermeni yok: Ermenilerin dönüşü yasaktır. Kilisenin sunağı (19) ve dolapla­rı yıkılmıştır. Kilisenin tüm eşyaları, elyazmaları, eski eserleri vs. hepsi imha edilmiştir.

Seferberlik ve Ermenilerin o zamanki durumu: – Köy, 1908 yılından (20) Rus-Türk Savaşı’na kadar Türk ordusuna 70 kadar asker vermiştir. Bun­lardan sadece 3’ü kaçıp köye gelmiş ve kurtulmuştur. Başka 20 kişiyi nisan ayında, Banot Vadisi’nde (Bağeş yolu üzerinde) Türk askerleri kes­ti. İçlerinden sadece Khalo Sosoyan, ağır yaralı bir halde kendisini köye atmayı başarmış ve ifa edilen caniliği anlatmış. Fakat o da, köylerinin ri­catı esnasında, yürüyemeyeceğini görerek (yaraları kurtlanmıştı), orakla kendi boynunu keser. Resmî askerlerin haricinde, köyde bulunan erkek­ler de ordu için hamal olarak çalıştırılıyor, Bağeş-Muş-Bayazet hattında hizmet ediyordu. Onlardan 25 kadar erkek Bağeş’te öldürülmüş, iki kişi ise, Rahva Ovası’nda (Bağeş-Datvan hattında), kışın, odunla dövülerek öldürülmüşlerdir (Mıkho Manukyan ve Vardan Mirzoyan), hasta oldukla­rından hamallık yapamıyorlardı ve bu yüzden öldürülmüşlerdi.

Savaş vergisi: – Köy, savaş vergisi olarak 20 koyun, 6 sığırıyla bir­likte 3 kağnı, 200 halvar arpa ve buğday, 40 put yağ, 1.000’ in üzerinde yumurta, 110 çift çorap, 100 çift eldiven, 200 çift çarık, 20 put bal, 60 çu­val, 70 halat, 40 keçe vs. vs. vermiştir. Köy, Bağeş-Karkar yolu üzerinde bulunduğundan dolayı, gelip-geçen Türk ve Kürt birliklerini haftalarca doyurmuştur.

Katliam ve göç: – Nisan ayında Van’daki çatışmalar başlayana kadar, komşu Khizan Kürtleri alışılagelmiş şekilde davranıyorlardı. Lâkin Van çatışmalarının başlamasıyla birlikte Kürtler, sizi keseceğiz, diye sık sık tehdit ediyordu. Özellikle Karkar’daki devrimci çatışmalardan sonra son derece kötüleşmeye başladılar. Karkar’ın yerli devrimcileri, Türk askerlerinden kaçarak Khizan’a iner ve Ermenilerin evlerine sığınır. Bunun üzerine hükümet, Ermeni köylerini aramaya ve devrimcilerle silahları­nı/göstermeleri için Ermenileri korkunç işkencelere tabi tutmaya başlar. Kharkho’lu iki papazı (21) birbirlerine bağlayıp feci şekilde döverler. Bu arama sonucunda, köyden 20 kadar silah götürürler. Köylüler mecburen, gündüzleri tüm silahlı erkekleri dağa çıkarıp (Balaj Dağı), geceleri köye indirir. Lâkin son günlerde kesin katliam haberleri dolaşmaya başladı. Bunun üzerine tüm devrimciler artık gündüzleri köyden çıkmamaya baş­ladı. Kürtler ve Ermeniler arasında tüm ilişkiler kesildi. Mayıs başların­da, Van’m ele geçirilmesinden sonra, Kürtler ve Türk askerleri aniden köyün dağlarını tuttu ve tüm koyun ve sığırları götürdüler. Kharkhots’ta o günü, Khizan’m Pıkhor köyünden Mınatsakan ve MikayeTin önderli­ğinde 60 kadar silahlı erkek vardı. Onlar, tüm köyü Sparkert’e nakleder ve kendileri ise düşmanın önünü kesip (Balaju önlerinde), çarpışmaya başlar. Halk, güvenli bir şekilde, Ermeni gönüllü birliklerinin (Dro’nun alayı) de bulunduğu Sparkert’e ulaşır. Vozmeli Lato ve Çatoyan Mihran da ordaydı. Köyden sadece koyunların başında bulunan 4 çoban öldü­rülür. O dağda 3 gün boyunca Ermeniler ile Türkler ve Kürtler arasında çatışma oldu. Gönüllüler, savşçılarımıza yardıma gitti. Kharkhotslular, 3 gün Sparkert’te kaldıktan sonra, gönüllülerle birlikte Moks’a göçer, bu­rada iki gün kalıp Vöstan’a geçerler ve Van’daki temmuz ricatına kadar burada kalırlar. Düşman, Moks’a kadar geri çekilen gönüllüleri ve halkı takip ediyordu.

Van ricatı sırasında Kharkhotslular biraz gecikir ve Tiramer köyü­ne vardıklarında, Berkri’den gelen silah seslerini duyarlar. İçlerinden bir kısmı daha köprüyü yeni geçmişken (gece), köprü Kürtler tarafından ke­silir ve geride kalanlar katledilir veya Bendimahu’da boğulur. O zaman 20’nin üzerinde Kharkholu öldürülür veya boğulur. Diğerleri İgdir-Ecmiadzin’e ulaşır, oradan da farklı yerlere götürülür (Nor Bayazet bölgesi). Göç günlerinde ölen Kharkholuların sayısı 200 kadardır. Sağ kalanlar, köyün ancak üçte birini oluşturmaktadır.

Yazılanlar, anlattıklarıma uygundur.

Avetis Ter Nersesyan, Kharkhots köyü resi

E MA, fon 227, liste 1, dosya 445, yapraklar 6-10 ve arka yüzü, orijinal, el yazısı.