BİTLİS SANCAĞI

HAYATTA KALAN AĞAVNİ HILĞATYAN’IN, BİTLİS SANCAĞININ AH­LAT KAZASINDAKİ PIRKHUS KÖYÜ KATLİAMIYLA İLGİLİ TANIKLIĞI

9 Ağustos 1916, Aştarak

Şimdi Aştarak’taki II Nolu Yetimhane’de kalan Pırkhus köyünden yetim Ağavni Hılğatyan’ın (12 yaşında) anlattıkları:

Hambardzum yortusunda Kürtler köyümüze saldırdığı zaman, an­nem hemen yeni elbiselerin üzerine eskimiş elbise giyindi, çirkin görü­nüp Kürtler bizi kaçırmasın diye benim ve erkek kardeşlerimin yüzüne çamur sürüp paçavralar giydirdi. Babam bir yerde gizlenmişti. Kürtler ve karıları annemin üzerine saldırıp tuttular. Kürt kadınları, erkeklerini ”Gelin, burada da güzel bir kadın var…”, diye çağırıdılar. Annem hemen üzerinde bulunan altınları Kürtlerin önüne attı ve onlar hemen annemi bırakıp, birbirleriyle altın için kavga etmeye başladılar. Annem fırsattan faydalanarak, beni ve erkek kardeşlerimi alıp Khılat’a kaçtı. Orada bir­kaç gün aç-bilaç dolandıktan sonra kendi köyümüze geri döndük. Babam daha öldürülmemişti. Annem ona kadm elbiseleri giydirdi. Kürtler geldi, onu fark ettiler ve öldürmek istediler. Biz hepimiz ağlayarak babamın üzerine kapandık, Kürtlerin ayaklarını öptük, babama acımaları için. An­nem, babamın hayatını artık bu şekilde güvene alamayacağını anlayarak, yanına biraz ekmek verdi ve kaçıp Rusya’ya gitmesini söyledi.

Babam Khulik köyüne varır-varmaz Kürtlerin eline düşer, onlar da onu bıçak darbeleriyle parça parça ederler, fakat hâlâ hayatta olup, katli esnasında orada bulunan Kürt kadınına, çocuklarını onun üzerinde yatır­ması için, kanlı keçesini karısına vermesini rica eder. Babamın ağzında hâlâ dili olduğunu gören Kürtler göğsüne de birkaç el ateş ederler. Zavallı babam adlarımızı anarak ölür…

Ardından, Ruslar tarafından ele geçirilmiş olan Kürt köyü Mızre’ye gittik. Bir gün, annem ekmek getirmek için komşu köye gitti. Lâkin daha dönmeden, Kürtler ve Türkler Khnus Kalesi ne saldırdı. Ruslar geri çekildi. Ben ve kardeşlerim, annemi beklemeden, onlara karışıp kaçtık. Yolda kardeşlerimi kaybettim ve açlıktan, bir kayanın altında uyudum. Rus askerleri beni görüp droglarına (3) bindirerek, Alaşkert’e nakletti. Bir­kaç ay orada geçirdim, ardından beni Garakilise’ye götürdüler. Bir-iki ay da orada kaldım bizim köylülerimizle birlikte ve son ricatta Ecmiadsin’e geldim. Oradan beni buraya getirdiler. Bir zaman sonra erkek kardeşle­rim de bulunup yanıma getirildi. Onlar annemin de sağ olduğunu söyledi.

Anlatan Pırkhus köyünden Ağavni Hılğatyan

EMA, fon 227, liste 1, dosya 428, yapraklar 7 arka yüzü -9, orijinal, el yazısı.