Anadolu’nun taşı, toprağı şahittir…
Şahit olmayan dağ-taş, köy-kasaba var mı?
Yaşanmadığını zanneden kişi, eğer ‘vicdanı ve ahlakı’ varsa araştırdığında o da öğrenecektir…
O da, Anadolu’daki İttihatçı kırım politikasının insani, sosyal ve ekonomik boyutunu anlayabilecektir…
Acıyı çeken beden, gören göz, duyan kulak unutur mu?
Anlatacağım hikâye, Anadolu’da yaşanmıştır…
Hikâye dediysem, ‘bir varmış, bir yokmuş’ tekerlemesiyle başlamayacağım… Köyümde yıllarca ‘Ağanın Tarlası’ diye bildim…
Sanıyorum 25-30 dönüm kadardı…
İsimlendirmede bölge ‘Ağanın Tarlası’ diye biline geldi…
Aslında ağanın pek çok mülkü varmış…
Mülkler bir bir satılınca ağalık da tasfiye olmuş…
Satılan mülklerden biri de, işte bu ‘Ağanın Tarlası’…
Satın alan kayısı dikti…
Peki, ağadan önce bu mülkün sahibi kimdi?…