Yektan Türkyılmaz: Felaket kapımızı bir daha mı çalıyor?

1913 Eylül aynının son günleri. Makamına yeni atanan Patrik Zaven, memleketi Siirt’ten İstanbul’a uzanan tarihi yolculuğunda Muş’a gelmiştir. Patrik eksiksiz devlet erkanının yanı sıra yörede tartışılmaz nüfuzu bulunan Taşnaktsutyun şeflerinden Rupen Paşa (Der Minasyan) tarafından şaşaalı bir törenle karşılanır. İkinci gün kasabadaki devlet ve Ermeni cemaati ileri gelenleriyle görüşür. Üçüncü günkü durağı ise bütün bölge illerinin en kutsal mekanlarından Surp Garabet Manastırı’dır.…

Serdar Korucu: Ermeni Annelerin Soykırım Anıları

Ermeni SoykırımıHer yıl Mayıs ayının ikinci Pazar günü olarak belirlenen “Anneler Günü” son yıllarda kutlamaya dönüşse de aslında anma niteliği taşıyor. Bu özel gün, ABD’de 1908 yılında Anna Jarvis’in annesini anması ile başlamış, 1914 yılında ülke geneline yayılmıştı.

Anneler Günü’nün Amerikan topraklarında yaygınlaştığı dönemde Osmanlı İmparatorluğu topraklarındaysa anneler zor günler geçiriyordu. Özellikle de Ermeniler…

Wolfgang Gust’un “Alman Belgeleri, Ermeni Soykırımı” kitabına göre Ermeni sürgünlerin durumu oldukça kötüydü.…

Talât Ulusoy: İTTİHATÇI SOYKIRIMCI KURTULUŞ

Her “24 Nisan”da hep aynı kalıba dökülmüş ifadeler: “Biz öyle şey yapmayız!” ya da “Ama onlar da bize yaptı!” Kesmedi mi, at topu tarihçi(!)lere: “Tarihi tarihçilere bırakalım, siyasetçiler değil, tarihi belgeler konuşsun!!!”

Ne bekliyorsun, konuştursana!

Öyle ya, pek çok belge imha edilmiştir, ya da İttihatçı devlet tapınağının kozmik odalarında kilit kilit üstüne saklıdır.…

Zabel Yesayan, 1915’te Ermeni kadınların maruz kaldığı korkunç muameleyi anlatıyor

Tarihçi Ümit Kurt ve gazeteci Alev Er, Paris’teki Nubaryan Kütüphanesi’ndeki araştırmaları sırasında, bugüne dek hiç yayınlanmamış bir belgeye ulaştılar. Dönemin en önemli Ermeni yazarlarından Zabel Yesayan tarafından kaleme alınan Paris Konferansı’nda Ermeni Delegasyonu’nu temsil eden Boğos Nubar Paşa’ya sunulan 11 sayfalık rapor, 1915 ve sonrasında Ermeni kadınların maruz kaldığı korkunç muameleyi anlatıyor

Agos’un haberine göre Ermeni halkına nelerin yaşatıldığına ilişkin tarihi bir belge daha ortaya çıktı.…

Tamer Çilingir: ERMENİ SOYKIRIMINDA KARADENİZ’E ÇUVALLARLA ATILAN İNSANLIK

Ermeni SoykırımıBugün Ermeni soykırımının tarihsel nedenlerini daha iyi anlayabilmek için Osmanlı İmparatorluğu’nda 1876 yılında II. Abdülhamid tarafından ilan edilen anayasal yönetim olan 1. Meşrutiyet dönemine gitmek gerekir. 1876’dan 1923 yıllarına kadar yaşanan süreçte Ermeni, Süryani ve Rumlar soykırımına uğratılmıştır, yok edilen sürgün edilen bu halkların ardından tek ulus, tek din temeli üzerinde yeni bir devlet inşa edilmiştir.…

Nazan Maksudyan: Soykırım ve Çocuklar

Önce 1894-1896 Hamidiye Katliamları, ardından 1909 Adana Katliamı, son olarak 1915’te Ermenilerin yaşadığı coğrafyaya istisnasız yayılan sistematik ve organize soykırım neticesinde çok sayıda Ermeni çocuk yetim kalmıştır. 1915 katliamlarını, olayların birincil tanığı ve öznesi çocukları (yetimleri) merkeze alarak anlama çabası, sahiplenme ve mülkiyet mücadelesini ön plana çıkarır. Ergenlik yaşlarında olan erkek çocukları hariç tutarsak, çocuklar yetişkin erkekler gibi ilk anda öldürülmemiş ve sürgün kafilelerinde kadınlarla beraber yol almıştı.…

Çocukluğu Olmayan Adamlar

Ermeni ÇocuklarErmeni Diaspora edebiyatının en önemli yazarlarından biri, en tanınan kitabıyla okurla buluştu. Antranik Dzarugyan’ın Halep’te geçen yetimhane günlerine dair anılarından oluşan ‘Çocukluğu Olmayan Adamlar’ adlı kitabı, Aras Yayıncılık etiketiyle kitapçı raflarında yerini aldı.

İlk olarak 1955 yılında Beyrut’ta, ‘Mangutyun Çunetsoğ Martig’ başlığıyla yayımlanan kitapta, birbirine yumuşak geçişlerle eklemlenen öykülerle, adının hakkını veren bir anlatı sunuluyor.…

Tim Arango: “Ermeni soykırımının Sherlock Holmes’u” kayıp kanıtları ortaya çıkarıyor

Türkiye, yüzyıldan uzun süredir, tarihçilerin 1. Dünya Savaşı’nın kıtalara yayılmış durumda olduğu 1915’te başlamış bir soykırım olarak kabul ettiği Ermeni katliamlarının örgütlenmesindeki rolünü inkâr ediyor. Türk inkarcılığı, soykırım planlayıcılarını mahkûm eden savaş sonrası mahkemelerin orijinal belgelerinin hiçbir yerde bulunamadığı argümanına dayanıyor.

Devletin katliamlardaki suçunu ortaya çıkarmak için dünyanın dört bir yanından belgeleri bir araya getirerek onlarca yıl soykırım üzerine çalışmış Clark Üniversitesi’nden bir Türk tarihçi olan Taner Akçam, bu mahkemelerden orijinal bir telgrafı Kudüs’teki Ermeni Patrikhanesinin arşivinde açığa çıkardığını söylüyor.…

Nurcan Kaya: 102 yıl oldu! Yüzleşin!

24 Nisan 1915’te, tam 102 yıl önce bugün başladı her şey. Aslında kaç yıl öncesinde başlamıştı Ermenilere yönelik münferit ya da planlı ya da toplu katliamlar ama Anadolu’daki Ermenilerin varlığı için öngörülen ‘nihai çözüm’ için düğmeye 24 Nisan’da basılmıştı. Eşitlik talep etmekten öte hiçbir ‘kusur’u olmayan ve küçülen imparatorlukta ‘Türkleştirilmesi’ mümkün görülmeyen, dolayısıyla yaratılması planlanan tek dilli, tek dinli toplumun önünde engel olarak görülen bir halkın yok edilmesine karar verilmişti.…

Ulaş Başar Gezgin: 1915’e Nasıl Gelindi? Bir Özetin Özeti Denemesi

Bugün 24 Nisan. Bugünün yalnızca bir ulusal sorun bağlamında tartışılması büyük talihsizlik. Oysa 24 Nisan 1915, Osmanlı’nın ya demokratikleşip dönüşme ya da yerinde sayıp dağılma çatalında yol ayrımı noktasıydı.

Balkan Savaşları’ndan sonra Osmanlı, daha türdeş (homojen) bir nüfusla başbaşa kalır. Balkanlardaki Hıristiyan uyruklar Sırbistan’dan başlayarak Arnavutluk’a kadar Osmanlı zulmüne isyan eder; sömürgeciliğin keyfi yönetimi altında kalmaktansa bağımsız olmayı yeğlerler.…