Arşiv meselesi, Ermeni Soykırımı tartışmalarının merkezinde olageldi. Bunun en büyük sebebi, soykırımın soykırım olarak ispatının ancak arşivlerden çıkacak bir belgeyle mümkün olacağı fikriydi – yoksa inancı mı demeliyim? Böyle bir belge olmadığı sürece soykırım da yoktu. Çoğu kimse, faillerin elinden çıkmış ve belki de “Biz aşağıda imzası olanlar” diye başlayan, niyeti ve planı açıkça belli eden bir veya birkaç belge olması gerektiğine inandı.…
Kategori: Ermeni Soykırımı
Van Vilayeti – Belge No 1
HAYATTA KALAN GAREGİN GEVORGYAN’IN, VAN SANCAĞININ VAN KAZASINDA BULUNAN VAN-TOSP’UN AVERAK KÖYÜNÜN KATLİAMIYLA İLGİLİ TANIKLIĞI
21 Ağustos 1916, İğdir (İğdır)
Timar kazasından Averaklı Garegin Gevorgyan’ın anlattığına istinaden (45 yaşındadır):
Averak’ın 182 evi ve 1.150 sakini, Surp Stepannos adında bir kilisesi (1), bir okulu (yeni yapılı), 1.600 koyunu, 1.500 sığırı vardı. Köyün yıllık geliri 6.400 ölçü tahıl ve 10.000 bağ samandı.…
Taner Akçam: Soykırım, Ermeni reform meselesine verilen nihai cevaptır
Öncelikle Uluslararası Hrant Dink Vakfına bu özel ve anlamlı davet için çok teşekkür ederim. Bilindiği gibi, içinde bulunduğumuz yıl, Ermeni Soykırımın 100’üncü yılı. Ve benden bunun anlamı üzerine bir şeyler söylemem istendi.
Soykırım bir insanlık suçu; 1948 yılında bir sözleşme ile kabul edildi. Bugün Türkiye’de en çok tartışılan konuların başında 1915’in soykırım olarak adlandırılıp adlandırılamayacağı gelir.…
Bülent Bilmez: Ermeni Soykırımı: Hayatta Kalan Görgü Tanıklarının Anlattıkları: Bir Sözlü Tarih Başyapıtı
Elli yıldan fazla süren sözlü tarih çalışmalarının toplamı 2011 yılında Ermenice (800 sayfa) olarak Yerevan’da tek cilt halinde yayınlanan ve ardından İngilizce’ye,Rusça’ya ve Fransızca’ya çevrilen Prof.Dr. Verjine Svazlian’ın başyapıtı (opus magnum) nihayet Türkçe’ye de kazandırıldı. Bu zorlu ve onurlu işi, Türkiye’de birçok alanda öncülük yapmış olan Belge Yayınları’nın üstlenmesi şaşılacak bir şey değildir.…
Sait Çetinoğlu: KİLİKYA 1909; Adana’da Adaletin Katledilmesi (4)
Arslanyan’ın sözlerinde sürekli adalet arayışı vardır. Kilikya’ya bu acıları yaşatan sorumluların adalet önüne çıkarılmasını istemektedir: “Adana ve ona bağlı yerleşim birimleri mahv ü harâb olduktan, binlerce günahsız vahşi bir şekilde katledilerek öldürüldükten sonra kâtillerin ve bu büyük cinayetin sorumlularının adaletin pençesine teslim edileceği her vicdan sahibi tarafından ümid ve arzu edilmekte idi.”…
Sait Çetinoğlu: KİLİKYA 1909: Adana’da Adaletin Katledilmesi (3)
Babikyan İzmir’de yayınlanan İttihad gazetesine verdiği mülakatta katliamlarda yerel yöneticilerin veya hükümetin herhangi bir iştiraki var mıdır? Sorusuna cevaben bu sorumlulara işaret eder: Hükümetin iştiraki söz konusu değil, fakat yerel yönetimin iştiraki söz konusu. Bilhassa Vali Cevad bey, askeri komutan Mustafa Remzi Paşa, Cebel-i Bereket Mutasarrıfı Asaf Bey, Bağdadizade Kadir Efendi13 , Boşnak Salih Efendi14 ve İtidal gazetesi sahibi İhsan Fikri15 Efendi iştirak etmişlerdir.”…
Sait Çetinoğlu: KİLİKYA 1909: Adana’da Adaletin Katledilmesi (2)
Ermeni karşıtı bildirilerin, saldırıların, şiddet ve zorbalığın, Ermenilere karşı ayrılıkçılık suçlamalarının Kilikya’da hemen 1908’in Eylül ayından (6) itibaren başlamış olduklarını ve yerel Ermeni kurumlarının yöneticileri, yerel yöneticilere olduğu kadar merkezi yöneticilere de ısrarla tehlikeli bir durumun var olduğunu, acil bir şekilde uyardıklarını, bunların (yöneticilerin) ise yadırganacak bir duyarsızlık, eylemsizlik, görmemezlik sergilediklerini de ayrıca not etmek gerekir.…
Erik-Jan Zürcher: Ermeni Soykırımının yüzüncü yılı vesilesiyle
Ermeni Soykırımının yüzüncü yılı vesilesiyle kendisini benim gibi 20. yüzyıl Türkiye tarihçisi olarak gören birisinin konuşması gerekir.
Öncelikle, bunun etik ve ahlâki sebepleri var. Geç dönem Osmanlı İmparatorluğu ve Türkiye tarihçilerinin özel bir sorumlulukları var. Öğrenci ve daha sonrasında genç bir üniversite hocası olduğum 1970’ler ve 80’lerdeki gibi 1915’te ne olduğunu neredeyse hiç bilmediğimiz bir durumun sürmesine izin veremeyiz – kaldı ki soykırım bizim akademik alanımızın dışında yaklaşık elli yıldır bir tarihsel araştırma konusudur.…
Taner Akçam: Ermeni Soykırımı ve siyaset
Selahattin Demirtaş’ın 30 Nisan’da CNN’de yaptığı bir görüşmede Ermeni Soykırımı konusunda söyledikleri önemliydi.
Levent Gültekin’in, “Siz direkt beyanname ile soykırımı tanıdınız… toplumun karşı çıktığı bir şeyi peşinen kabul etmek haksızlık olmaz mı demokrasi adına…”, biçimindeki sorusuna, “Hayır, peşinen kabul etmedik”, diye cevap verdi ve şu açıklamayı getirdi; “Bizler hakikatle ve geçmişle yüzleşme komisyonu kuracağız ve bu komisyonun çalışmasını destekleyeceğiz ve bu komisyonun yapacağı araştırmalar, incelemeler, özgürce yapacağı tartışmalar sonucunda tarihimizde yaşanmış soykırım, katliam ve benzeri uygulamalarla yüzleşme konusunda biz cesur olacağız dedik.…
Sait Çetinoğlu: Menavorig’in Son Opereti: SONSUZ YAS…
Sürekli Onu savunmasız bırakan koşullarla karşı karşıya kaldığı, elim olayların arka arkaya gelip kenetlenmiş sıkı bir zincir şeklinde oluşan bir yaşam sürecinde, Sürekli Menavorig/kimsesiz Gomidas Vartabed’in ızdırap eşliğindeki yaşamını[1] üç yetimlik dönemine ayırabiliriz: Biyolojik Yetimlik; annesini ve babasını kaybettiği dönem. Ruhani yetimlik Gatoğigos IV. Kevork ve Ermeni Ulusunun babası Gatoğigos Khirimyan Hayrig’in ölümü.…