Halis Yıldırım: İnkar yamasını patlatan hakikat: 24 Nisan 1915

105 yıl sonra inkâr, hakikat ve hakikat için mücadele vermeye hazır olanlar sayesinde yama tutmuyor. Löwy’nin sözünden yola çıkarak, entelektüelin görevi hakikat için mücadele etmekse, bugün artık bunun, ezilenlerin, yok edilenlerin mücadelesini yazmak, okumak ve konuşmakla yapılabileceğini söyleyebiliriz.

Çağımızın tanınmış düşünürlerinden Michael Löwy, Türk ve Ermeni entelektüellerinin Ermeni Soykırımı’nın inkarına karşı çıktıkları için hedef gösterildiklerini, öldürüldüklerini söylerken, aslında Hrant Dink’in öldürülmesine atıf yapıyordu.…

Fırat Aydınkaya: 8 Soruda Kürtler ve Ermeni Soykırımı

Soru 1: Kürtler, Ermeni soykırımına katıldı mı, kimler katıldı ve bilinen bir kısım Aşiretin haricinde Kürtler soykırımda nasıl bir tavır takındı?

Kürtlerin hiç de azımsanmayacak önemli bir kesiminin soykırıma katıldığına dair yeterli derecede bilgi ve kanıt var elimizde bugün. Hususen Ermenilerle Kürtlerin arasında ölümcül gerginliğin olduğu bir çok yerde, savaşa yakın lokasyonda ve tehcir güzergahları üzerinde hakimiyet kurmuş olan aşiret bölgelerinde mukim Kürtlerin bu işe katıldığı açık.…

Paramaz’la Yoldaşlaşmak

24 Nisan 1915 Ermeni soykırımının yıldönümü bugün. Bu soykırım tarihi, 1915’te başlamadı. Bu ne bir başlangıç, ne de bir sondu. Osmanlı İmparatorluğu, 1890 ve 1909-1912 yılları arasında gerçekleştirdiği geniş katliamlarla soykırımın ayak seslerini duyurmuştu. Yirminci yüzyılın ilk büyük soykırımı olan Ermeni soykırımı, fiilen 24 Nisan 1915 tarihinde, yüzlerce Ermeni aydın-sanatçı ve ileri gelenlerinin tutuklanıp sürgün yollarında katledilmesiyle başlamış oldu.…

Taner Akçam: Koronalı günlerde 24 Nisan üzerine konuşmak

24 Nisan 1915 Ermeni Soykırımı’nın sembolik başlangıç tarihi. Bu tarihten 1918’e kadar, Anadolu’da yaşayan Ermenilerin tamamına yakını ya yollarda ya da sürüldükleri Suriye çöllerinde imha edildiler. Kurbanlar, sadece Ermeniler değildi, Süryaniler ve Rumlar da imha ve sürgün politikasına tabii tutuldular. Ve bu insanlar, onlarca yıldır kendilerine yapılanlara karşı ufak da olsa bir özür bekliyorlar.…

SÖYLEŞİ – Ermeni Soykırımı’nın 105. Yıldönümünde Rojava’daki Ermeniler anlatıyor

1915 soykırımından kurtulan ancak kendi dilini, kültürünü yaşayamayan ailelerin çocuklarından Vrej Melkonyan ve Arev Kasabyan ile soykırımın 105. yılında bir röportaj gerçekleştirdik.

“Tek çaremiz birleşmek ve kendi kimliğimize sahip çıkmak!”

Bir yıldır tabur savaşçısı olan Vrej Melkonyan “TC devletine karşı Rojava’yı savunmak soykırım yaşayan halkın çocukları olarak bizim görevimiz” şeklinde konuştu.…

Sait Çetinoğlu: Ermeni Sürgünleri ve Ermeni Soykırımı; Türkiye’den kovulmak

İttihat ve Terakki iktidarı döneminde 1915 Soykırımı sırasında boşaltılıp Ermeni sakinlerinin ölüm yolculuğuna gönderilmesinden sonra, soykırımdan bir şekilde kurtularak dönenlerin köyü… Kemalist dönemin Bakanlar Kurulu’nca 1938 (1) tarihinde tekrar askeri bölge ilan edilip Ermeni sakinleri askerî tesisat ve garnizonların bulunduğu yerlerden uzak bir mahalle nakledilerek ikinci kez boşaltılan Kayseri-Efkere Köyü Ermenisi Donik (Donogan) Yeseyan’ın (Hacı Bey) Efkere’den başlayıp ABD’de noktalanan ilginç hayat hikayesi yakın tarihe ışık tutması bakımından önemlidir.…

Masis Kürkçügil: Bir Başka Tarih Mümkün Müydü? Ya da “Ermeni Meselesi” “Modernite” ve “Soykırım”

Adı konamayan “Ermeni Meselesi”nin 90. yılında Cumhuriyet tarihinde rastlanmadık yoğunlukta bir tartışma medyadan sol dergilere ve Millet Meclisi’nden Avrupa Parlamentosu Yeşiller grubuna, Arjantin, Polonya meclislerine kadar uzandı. Bütün bu çeşitlilik içinde oldukça anlamlı etkinliklerden biri tereciye tere satan Justin McCharty’nin mecliste yaptığı konuşmaydı. Tıpkı Bernard Lewis gibi (hazretin soykırım inkarcılığından Fransa’da başına geleni unutmadan)[1] McCharty’nin de Türk devleti politikasına, maaşlı memurları aratmayacak(!),…

Diyarbakır Vilayeti Katliamları ve Kürtlerin Vahşeti – Görgü Tanıklarının Verdiǧi Bilgiler

Diyarbakır’ın Fransız Konsolosluğunda çevirmen ve Konsolos Yardımcısı olan Hacı Harutyun Kasapyan´ın küçük oğlu Levon Kasapyan’dan bu bilgileri aldım. Ayrıca “Kazaz” Ohannes Doncuyan’ın oğlu Tovmas’ın günlüklerinden yararlandım. Sonuncusu Tovmas Doncıyan, 18 Temmuz 1915’e kadar Diyarbakır’daydı, tehcire tabi tutulduktan sonra, mucize eseri bugün yaşamakta olduğu Halep şehrine varır.

Gelelim Levon Kasapyan´a büyük bir beceriyle delikten deliğe saklanarak, 7 Aralık 1917’ye kadar Diyarbakır’da kalır.…

Arsen Avagyan: Deyr-i Zor Mutasarrıfı Salih Zeki ve Ermeni Soykırımı

Salih Zeki’nin zorbaca uygulamaları ilk kez Alaşehir’deki Rum nüfusunun zorla sürgününü ve göç ettirilmesini örgütleme sürecinde ortaya çıktı. Henüz resmen bu adı taşımasa da Balkan Savaşları sırasında kesin olarak biçimlenmiş Teşkilât-ı Mahsusa’nın 1913-1914 yıllarında Ege Denizi kıyı bölgelerindeki Rumları zorla tehcir ve sürgün etmesindeSalih Zeki’nin aktif rol oynadığı bellidir[1].

Anlaşıldığı kadarıyla 1910’lardan – itibaren Salih Zeki Ermeni siyasî partilerinin mensupları ile bazı temaslar kurmuş, çünkü Hınçak ve Taşnaksutyun gibi Ermeni partilerin önde gelen şahsiyetlerini ve Osmanlı Meclis-i Mebusanı’ndaki Ermeni mebusları tanıdığını ve hatta onlar ile uzun uzun konuşmalar yapmış olduğunu Salih Zeki kendisi dile getiriyormuş.…

Antonio Gramsci: Ermeni Soykırımı Hakkında

Hep aynı hikâye. Bir olayın bizi ilgilendirmesi, bizi etkilemesi için özel hayatımızın bir parçası olması, kökeninin bizden uzak olmaması, tanıdığımız insanların, insani alanımızın çevresine ait insanların söz konusu olması gerekiyor.

Goriot Baba’da Balzac Rastignac’a şu soruyu sordurur: “Her portakal yediğinde bir Çinli ölecek olsaydı, portakal yemekten vazgeçer miydin?”. Rastignac da şuna yakın bir cevap verir: “Portakallar yakınımda, onları iyi tanıyorum; oysa Çinliler o kadar uzaktaki gerçekten var olup olmadıklarını dahi bilmiyorum.”…