Hemşin ve Hemşin Ermenileri konusu geçmişte de zaman-zaman dünyaya yayılmış Ermenilerin dikkatini çekmiştir. Örneğin Bulgaristan’ın Sofya şehrinde yayınlanan “Hayastan” (“Ermenistan”-çev. notu) dergisi, daha 18 Mart 1915 tarihinde Hemşin Ermenileri sorununa değinerek, “Batum, Artvin ve Karin (Erzurum-çev. notu) halkı, kuzeybatı Ermenistan’ın uç kısımlarında, Lazistan dağlarında ve Karadeniz kıyılarının az ötesinde 30.000 Hemşinlinin, yarı-göçebe bir şekilde yaşadığını bilir.…
Kategori: Tarih
Nesi Altaras: Kitap Yorumu: İstanbul’un Irgatları
Türkiye işçileri, Ermeniler, Yahudiler, Rumlar, ve Türkler, elinizi verin, iş kollarınızdaki sendikalarda sosyalistçe birleşin. (Ergatis Temmuz 1910)
Bugün ‘normal’ hatta ‘hakkımız’ olarak gördüğümüz hafta sonu tatili, sekiz saatlik iş günü, çocuk işçiliğin yasaklanması gibi birçok kurum ve anlayış aslında zorla ve son yüz senede elde edilmiş kazanımlardır. Dünyanın her köşesinde olduğu gibi Osmanlı işçileri de bu hakları elde etmek için sendikalarda ve sosyalist kurumlarda örgütlenmiş ve grevler yapmıştır.…
İra Tzourou: Korint Kanalı’nda Muşlu Ermeni İşçiler
Korint coğrafi konumu nedeniyle antik çağın önemli bir denizcilik, ticaret ve kültür merkezi idi. Korint tiranı Periandros (MÖ 668 – 584) tanrıların öfkesini uyandırma korkusuyla*1 kanal yapmaktan vazgeçince, gemileri kıstaktan geçirmek için dahice bir yöntem buldu. İçindeki derin oyuklara yağlanmış tahtadan raylar yerleştirilen büyük taş döşeli yola “karşıya çekmek” anlamına gelen “diolkos” adı verilmişti.…
Sait Çetinoğlu: RUS DEVRİMİNİN ÖTEKİ TARİHİNE DAİR GECİKMİŞ BİR YAZI
Sosyalizm olmadan özgürlük, bir ayrıcalık ve adaletsizliktir; özgürlük olmadan sosyalizm ise kölelik ve zalimliktir Mihail Bakunin
Bildiğimizin ötesinde Rus Devrimi ve Bolşevik Parti tarihi bilgilerinin sunulmasına paralel olarak, iktidar mücadelesi ve süreç içinde diktatörlüğün tesisinin ortaya konarak irdelendiği, Rus Devrimini hatırlamak ve devrimi yeniden düşünmek bakımından, Gün Zileli’nin Hazırladığı “1917-1918 Rusya’da Devrimden Tek Parti Diktatörlüğüne”[i] başlıklı çalışması önemli bir çalışmadır.…
Ragıp Zarakolu: Evet vardılar!
Sürgünlük hallerinde insanı en sevindiren şeylerden biri, posta kutusunda, çıktığını bildiğin, ilgilendiğin bir kitabı bulmak… Bu sayede Aras Yayınları’nı örneğin takip edebiliyorum. Yerel tarihe ilişkin Aras çok önemli katkılarda bulundu ve bulunmakta. Richard G. Hovannisian’ın bir hayat çalışması olan Tarihi Kentler ve Ermeniler dizisinden bugüne değin, Van, İzmir, Harput, Bitlis ve Muş’a ilişkin derlemelerin yayınlanması ile yerel tarihe çok önemli katkılarda bulunuldu.…
Ümit Kardaş: İttihatçı devlet: Rumlar-Ermeniler-Araplar-Kürtler
Londra Antlaşması’yla Osmanlı İmparatorluğu sadece Rumeli’yi kaybetmemiş, Ortadoğu’da yaşayan Hristiyanları ve Arapları da kaybetmişti. Söz konusu unsurlar asimile olmamışlardı ve aynı ırktan oluşan yeni devletlerin imparatorluktan ayrılma başarısını göstermeleri nedeniyle de artık boyun eğmeleri mümkün değildi.
Helenizm’in Batı Anadolu ve Karadeniz (Pontos) bölgelerinden İç Anadolu’ya uzanması, Rumların eğitim ve ekonomik gelişme açısından Türklerden daha üstün olmaları Jön Türkler için korkutucuydu.…
Sait Çetinoğlu: Meline Anumyan’ın “Tanıma ve Telin. İttihat ve Terakki Yargılamaları (1919-1921 ve 1926)” kitabı üzerine
Diran Lokmagözyan’ın çevirisi ile Arsen Avagyan’ın redaksiyonundan geçen Meline Anumyan’ın ‘Tanıma ve Telin[i] başlıklı çalışmasında, Türk tarihçiliğinin ender değindiği bir dönemi irdelenmiştir. Anumyan, bu çalışmasıyla okuyucuya İTC’nin 1919-21 ve 1926 yargılamalarının ayrıntılı bir özetini sunmasının yanında, her iki dönem yargılamalarının kıyaslaması da yaparak Temmuz 1908 ile Temmuz 1926 aralığının da ayrıntılı bir bilançosunu çıkarması bakımından çalışma son derece önemlidir.…
Meline Anumyan: İttihatçıların 1926 Yargılamaları
İttihatçılar, Osmanlı İmparatorluğu’nun Birinci Dünya Savaşı yenilgisi sonrasında birkaç gruba bölünür. İçlerinden bir grup, padişahla işbirliğine başlar, İttihatçıların liderlerinden oluşan diğer grup yurt dışına kaçar, üçüncü grup ise milli hareketin çekirdeğini oluşturur. Bu son grup da kendi içinde alt gruplara bölünür. Bu alt gruplardan biri, milli bir devlet kurmaya tamamen taraftarken, diğer grup, milli hareketin zaferinden sonra, eski sistemin yeniden tesisini arzu etmekteydi[1].…
Ragıp Zarakolu: Kars Ardahan mevzuu
Babam Remzi Zarakol 1945 yılında Bulancak’tan Sovyet sınırındaki Arpaçay’da kaymakam olmuştu. O sırada ordu, Erzurum’a geri çekilmişti, bir Sovyet askeri harekatı beklendiğinden dolayı.
Ankara Sovyetler Birliği ile, eski dostluk ve işbirliği antlaşmasının yenilenmesini istediğinde, 2. Dünya Savaşı sonrasının değişen dünya koşulları nedeniyle, bazı taleplerde bulunduğunu ileri sürmüştü Moskova.
Aslında bu Türkiye’ye özgü bir olgu da değildi.…
Alin Ozinian: Türkiye’de tarih tarihçilere bırakılır mı?
“1915’de Ermenilere uygulanan zoraki göç ve katliamların bir imha hareketine dönüşmesi dünyada otuzdan fazla ülkede soykırım olarak adlandırılıyor.
Türkiye’nin Kuzey Suriye’ye askeri harekâtından hemen sonra ABD yıllarca önüne gelen soykırım tasarısını hızla oylayıp onayladı. Bu gelişmenin ardından, Ankara “en rasyonel” teklifini tekrarlamakla yetiniyor: “Tarihi tarihçilere bırakalım, bizim arşivlerimiz açık, kimse Türklere soykırımcı diyemez.”…