Mehmet Polatel: ‘İç düşman’ konseptinin mimarı

Dr. Bahaeddin Şakir, 1874’te Bulgaristan’ın İslimiye kentinde doğar. 1896’da Mekteb-i Tıbbiye-i Şahane-i bitiren Şakir Bey, Şehzade Yusuf İzzeddin Efendi’nin özel hekimliğini yapar. Jön Türklerle gizli ilişkisi ortaya çıkınca, Erzincan’a sürülür; 1905 yılında firar eder ve Paris’e geçer.

En etkili isimlerden

Paris’e ulaştığında en önemli misyonu, Jön Türkleri tek bir çatı altında birleştirmek ve devrimci bir komite inşa etmektir.…

Taner Akçam: HDP ve soykırım

Yanılıyor olabilirim ama bana 30 Nisan tarihli CNN oturumunda Levent Gültekin’in sorusu da Demirtaş’ın cevabı da önceden düşünülmüş gibi geldi. HDP, “1915 soykırımdır” tezinin oy kaybettireceğini gördü ve geri adım atma ihtiyacı hissetti.

Bu ihtiyacın batı bölgelerinden çok Kürt bölgelerindeki hassasiyetlerden kaynaklandığını tahmin ediyorum. Elimde hiçbir veri yok ama “HDP soykırım demekten vazgeçti; bir komisyon kuracaklarmış ve komisyon neye karar verirse o olacakmış” tezinin batıdan HDP’ye ekstra oy getireceğini pek zannetmiyorum.…

Talat Ulusoy: Buyurun, işte belge!

Doksan beş yıldır, sağcısı da, solcusu da “tam bağımsızlık” düşkünü bir millet olarak yaşadık, yaşıyoruz. “Ermeni meselesi bizim iç işimizdir, dışarıdan söylenene aldırmayız” yollu “bağımsızlık sever” sözler etmek, “gasp” eylemine ortak olmak değildir de nedir?

Büyük Millet Meclisi İzmir yanarken “Ermeni malları”nı gündeme alır? Nereden çıkmıştır şimdi bu “Ermeni malları” meselesi?…

Taner Akçam: Ermeni Soykırımı ve siyaset

Selahattin Demirtaş’ın 30 Nisan’da CNN’de yaptığı bir görüşmede Ermeni Soykırımı konusunda söyledikleri önemliydi.

Levent Gültekin’in, “Siz direkt beyanname ile soykırımı tanıdınız… toplumun karşı çıktığı bir şeyi peşinen kabul etmek haksızlık olmaz mı demokrasi adına…”, biçimindeki sorusuna, “Hayır, peşinen kabul etmedik”, diye cevap verdi ve şu açıklamayı getirdi; “Bizler hakikatle ve geçmişle yüzleşme komisyonu kuracağız ve bu komisyonun çalışmasını destekleyeceğiz ve bu komisyonun yapacağı araştırmalar, incelemeler, özgürce yapacağı tartışmalar sonucunda tarihimizde yaşanmış soykırım, katliam ve benzeri uygulamalarla yüzleşme konusunda biz cesur olacağız dedik.

Nevzat Onaran: ‘Ermeni malı yağmalandı’

1915’den bugüne, milleten Türk ve dinen Sünni Müslüman olmayanın imhası programına devam edildi. Asırlık geçmişte yapısal bir değişiklik olmadı.

İttihat ve Terakki’den AKP’ye yani Talât’tan Tayyip’e aynı program uygulanmıştır ve halen de uygulanmaktadır. Zaman zaman yapılan değişikliklerin aslında ciladan öte bir anlamı olmamıştır.

1915’de temellendirilen Türk milliyetçiliği ekonomi politiğin hedefi, ‘öteki’nin demografik ve ekonomik yapıdan tasiyesidir.…

Atilla Dirim: Istanoz: Bir soykırımın sessiz ve unutulmuş tanığı…

Bir vakitler TBMM I. Dönem Sinop mebusu Dr. Rıza Nur, Topal Osman ile görüştüğü zaman, ona faaliyetlerinin nasıl gittiğini sormuştu.

Topal Osman, her şeyin yolunda gittiğinden, Pontos köylerini yakıp yıktığından söz etmiş, sadece taş binalar ile kiliseleri ileride işe yarar diye sakladığını anlatmıştı. Bunun üzerine Rıza Nur ona öyle yapmamasını, bunları da yıkması, hatta taşlarını uzaklara göndermesi gerektiğini öğütlemiş, aksi takdirde ileride birilerinin gelip bir zamanlar burada bir kilise vardı diyebileceğini belirtmişti.…

Kazım Gündoğan: Ermeni (Soy)kırımı 100 yıla sığar mı?

Resmi tarihin problemli yazımı tarihsel ve toplumsal meselelerin yanlış ve eksik bilinmesine neden olmaktadır. Dolayısıyla resmi tarih yazımını referans alarak üretilen düşüncelerin doğru ve sağlıklı olması ise beklenemez.

Resmi tarih yazımı, egemenlerin, dolayısıyla faillerin yanlışlarını ve suçlarını örtmede bir kara perde işlevi görür. Bu kara perde ile belli bir zaman diliminde hakikatlerin üzerini örtmek mümkündür.…

Hakan Aksay: Soykırım: Tek bir kelimeye 100 yıl esir olmak…

Kelimeler hayatı kolaylaştırmak içindir. Düşündüğünü, hissettiğini, istediğini, istemediğini ortaya koymaya yarar kelimeler. Tanımak ve tanışmak, ilişki geliştirmek, çalışmak, sorun çözmek için kullanılırlar. Bazen de sorun çıkaran şeydir kelimeler, özellikle yanlış ve vakitsiz olanları… Yaşamasını, insan olmasını becerebilmek, her zaman gerekli kelimeleri seçebilme sanatıdır, dersek çok da yanlış olmaz herhalde.

“Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Türkiye’nin soykırım yapmasının söz konusu olmadığını söyledi.…

Cengiz Aktar: Mi mornarzis

Unutmabeni çiçeğinin Ermenicesi, tercümesi unutmabeni… Pekçok dilde aynı… Bir bakıma, insanın hafızasız yaşayamayacağını hatırlatan çiçek… Soykırımın yüzüncü yılı etkinliklerinin evrensel simgesi. Hafıza ve adalet üç gün süren ve sade Ermeni değil bütün soykırımları hatırlayan Erivan’daki uluslararası anma ve toplantının ana temasıydı.

Cuma anıtın bulunduğu Kırlangıç Tepesi’nde sağlı sollu Anadolu yerleşimlerinin adlarını bir kez daha görünce soykırımın Ermenilerin olduğu kadar bizim hepimizin hikâyesi olduğunu düşündüm.…

Sait Çetinoğlu: Menavorig’in Son Opereti: SONSUZ YAS…

Sürekli Onu savunmasız bırakan koşullarla karşı karşıya kaldığı, elim olayların arka arkaya gelip kenetlenmiş sıkı bir zincir şeklinde oluşan bir yaşam sürecinde, Sürekli Menavorig/kimsesiz Gomidas Vartabed’in ızdırap eşliğindeki yaşamını[1] üç yetimlik dönemine ayırabiliriz: Biyolojik Yetimlik; annesini ve babasını kaybettiği dönem. Ruhani yetimlik Gatoğigos IV. Kevork ve Ermeni Ulusunun babası Gatoğigos Khirimyan Hayrig’in ölümü.…