II.Meşrutiyet, siyasal pratiğinde milletin ve temsilcilerinin bir yükselişi anlamına gelmemiştir. Önce hâkim parti, sonra da fiilen tek parti durumundaki İttihat ve Terakki baskı ve terör yöntemleriyle ve kısmen de ordu desteğiyle muhalefeti sindirmiş, ülkenin siyasal kaderini komplocu yöntemlerle belirlemiş, parlamento dışı müdahalelerle iktidar değişikliklerine gidebilmiştir. Bu durumda, meclis ve hükümet, İttihat ve Terakki karşısında gitgide silinmiş, partinin Merkez-i Umumisi siyasal sistemin gerçek karar organı durumuna yükselmiştir.…
Etiket: İttähat ve Terakki
Masis Kürkçügil: Bir Başka Tarih Mümkün Müydü? Ya da “Ermeni Meselesi” “Modernite” ve “Soykırım”
Adı konamayan “Ermeni Meselesi”nin 90. yılında Cumhuriyet tarihinde rastlanmadık yoğunlukta bir tartışma medyadan sol dergilere ve Millet Meclisi’nden Avrupa Parlamentosu Yeşiller grubuna, Arjantin, Polonya meclislerine kadar uzandı. Bütün bu çeşitlilik içinde oldukça anlamlı etkinliklerden biri tereciye tere satan Justin McCharty’nin mecliste yaptığı konuşmaydı. Tıpkı Bernard Lewis gibi (hazretin soykırım inkarcılığından Fransa’da başına geleni unutmadan)[1] McCharty’nin de Türk devleti politikasına, maaşlı memurları aratmayacak(!),…
Ragıp Zarakolu: İttihatçı Bolşevik Salih Zeki
1917 Devrimi fırtınası çokları gibi Salih Zeki’yi de sarmalına aldı. Ama Deir ez Zor sabıkası hep peşinden geldi.
Solun tarihi ve soykırım tarihi araştırmalarında ortak çalışmaların önemi çok büyük. Bu ortak çalışmanın en başarılı örneklerinden biri Taner Akçam ve Vahakn N. Dadrian’ın “İttihat ve Terakki’nin Yargılanması/Divanı Harbi Örfi Zabıtları” çalışmasıdır. (Bilgi Üniversitesi Yayınları, 2008)
Ve 90’lı yılların başlarında Dadrian ve Akçam’ın tarihçi olarak birlikte çalışmaya başlamaları, aynı zamanda gerçek “Ermeni/Türk” diyaloğunun başlamasını sağlamıştır.…
Ziya Ulusoy: Soykırım Ve Yüzleşme
Osmanlı İmparatorluğu, son yarım yüzyılında Ermenilere, Süryanilere, Ezidilere, Pontos Rumlarına jenosid uyguladı.
Ulusal kurtuluş mücadeleleri ve gelişen kapitalist ülkelerin ekonomik egemenlik kurmaları sonucunda ilhakı altındaki toprakları kaybetmeye başlayınca, ezilen uluslara saldırılarını yoğunlaştırdı.
Müslüman halkları inanç birliği yoluyla kendisine bağlı tutacağını ve asimile edeceğini düşünürken, yine de özerkliklerine son verme politikası izledi.…
Şaban İba: İttihat ve Terakki Cemiyeti’nden devralınan miras
Osmanlı İmparatorluğu’nun sonunu üç savaş ve üç yenilgi hazırladı. Bunlardan birincisi, 1877-1878 Osmanlı Rus Savaşı ve Ayastefanos Antlaşması; ikincisi, 1912 ve 1913 Balkan Savaşlar ve Londra ile Bükreş Antlaşmaları; üçüncüsü de, Birinci Dünya Emperyalist Paylaşım Savaşı ve Mondros Mütarekesi’dir. Son iki savaş ve yenilgi antlaşmaları İttihat ve Terakki Cemiyeti (İTC) döneminde yapıldı.…
Prof. Hamit Bozarslan: Bugünkü Türkiye’nin temelinde İttihad ve Terakki’nin en ufak bir saldırıya uğramadan başlattığı I. Dünya Savaşı ve soykırım var
Türkiye tarihi bir dönemeçten geçerek demokrasi dışına doğru adım adım sürüklenirken, Ortadoğu bu süreci çok daha hızlı geçerek, yeryüzünde yaratılan ortak medeniyetin dışında bir yerde konumlanmış görünüyor.
Toplumsal hafızanın kaybolduğu, kültür ve bilgi birikiminin tahrip edildiği bu çağın ortaya çıkardıklarını tanımlamak da yine tarihçilere ve siyaset bilimcilere düşüyor.
‘Nereye gidiyoruz’ sorularının neden olduğu korku ve paniği açıklamada yardımcı olan, toplumların medeniyet içindeki kırılma ve kırılganlık süreçlerini yakından izleyen isimlerden biri de tarihçi ve siyaset bilimci Prof.…
Ahmet Önal: İttihat Ve Terakki’nin Devamı, Kuvva-i Milliye Teşkilatı Sevdalısı: Nazım Hikmet Ran
Nazım Hikmet, İyi bir sevda şairidir.
Temas ettiği konular ise;
Başat olarak sosyalizm, komünizm sosuyla sunduğu kadınlar ve Kuvva-i Milliye ruhudur.
Ermeni, Pontus, Rum, Êzidî, Rêya Heqîyê ve Kürt Katliamlarını gördüğünde gözlerini sımsıkı kapatır.
Mustafa Kemal’in gözlerini ise “Çakmak çakmak’ anlatır.
Afrika’nın, Asya’nın halklarını sevip, üstüne kalem kalem mürekkep döker, tüketir.…
Hasan Köse: Ermeni sorunu ve tarihle yüzleşmek
Osmanlı İmparatorluğu çok uluslu bir yapıya sahipti. Devlet sınırları içinde yaşayan farklı inanç ve etnik kökene sahip topluluklara karşı büyük bir hoşgörü ve eşit haklar temelinde yaklaşıldığı yönündeki propagandalar büyük bir yalandır. Benzeri çok uluslu devletler gibi Osmanlı da, bir halklar hapishanesi konumundaydı. Bu basit gerçeği görmek için, Muslüman olmayan topluluklara ve Alevilere karşı izlenen ayrımcı ve aşağılayıcı politikalara bakmak yeterlidir.…
Osmanlı İmparatorluğu’nda Ermeni Devrimci Federasyonu ile İttihat ve Terakki arasındaki ilişkiler: Dikran Kaligian ile söyleşi
Dikran Kaligian, Clark Üniversitesi’nde ve Regis, Westfield State ve Wheaton kolejlerinde tarih dersleri verdi. Amerika Doğu Eyaletleri Ermeni Ulusal Komitesi’nin (ANCA) eski başkanı ve Armenian Review’in sorumlu yazı işleri müdürü. Doktorasını Boston College’da tarih üzerine yaptı. Armenian Organization and Ideology under Ottoman Rule, 1908-1914 (Transaction Publishers, 2009) (Osmanlı Döneminde Ermeni Örgütlenmesi ve İdeolojisi, 1908-1914) kitabı bu doktora tezine dayanıyor.…
Mehmet Can: İttihat Terakki ve Ermeniler
İttihat Terakki ve Ermeniler dediğimiz zaman şundan başlamak lazım: Öncelikle 1887 Hınçakların kuruluşundan. Hınçaklar başından beri parti programları itibariyle sosyalist bir örgütlenmeydi. Günümüze kadar da yani yaklaşık olarak 120-130 yıllık tarihlerinde de sosyalist olarak kaldılar. Bunun yanı sıra Hınçaklardan sonra 1890 yılında Taşnak Partisi (Ermeni Devrimci Federasyonu) kuruldu.
Bu iki partinin her ikisinde de şöyle bir şey var: Biri Cenevre’de kuruluyor, diğeri ise Tiflis’te kuruluyor.…