VAN VİLAYETİ

HAYATTA KALAN SANAM VARDANYANTN, VAN SANCAĞININ BERKRİ KAZASINDAKİ BERKRİ MEZRASI KATLİAMIYLA İLGİLİ TANIKLIĞI

6 Ağustos 1916, Mazra                        

Anlatan, Van vilayetinin Berkri sancağından Sanam Vardanyan olup, gü­nümüzde Eski Nakhicevan’ın Mazra köyünde yaşamaktadır.

Hükümet, 21 Temmuz 1914’te, Berkri mezrasındaki 20-45 yaşların­daki tüm Ermeni gençlerinin hemen askere kaydedilmelerini duyurdu, aksi takdirde, seferberlik çağrısına uymayanları divan-ı harbe vermekle tehdit ediyordu. Böylece tüm gençler silahaltına alındı.

Hükümet memurları, savaş vergisi adı altında periyodik yağmaya başladı. Örneğin, bizim evimizden 4 tane yük (birbirine dikili çift çuval), 1 top kilim, 1 adet keçe, 3 adet ip, yarım litre yağ, 8 ölçü buğday ve 12 koyun götürdüler.

Ruslar Kavre-Şame’ye ulaşıncaya kadar Türkler bize iyi davranıyor­du. Ondan sonra hükümet tellal çıkardı ve herkesin işiyle ilgilenmesini bildirdi. Akşamüzeri 5 silahlı zaptiye evimize doldu ve 7 erkek tutukladı. Berkri’deki tüm erkekleri de, toplam 28 kişi, tutukladılar ve götürüp hap­settiler. Berkri Kaymakamı, muavini ve yerel memurlar Ermenileri din değiştirmeye ve îslamlara eş olarak verilecek karılarından feragat etme­ye, kendilerini de İslam kadınlarla evlenmeye zorluyorlardı. Ermeniler de bunu reddediyorlardı. 8 gün boyunca Ermenileri din değiştirmeye ikna etmek için çalıştılar, ta ki Bayazıt’ın ağası Ali Bey, millileriyle birlikte Arçeş’i bir kül yığınına çevirip, Ermenilerin cesetlerinden devasa tepeler oluşturarak Berkri’ye üşüşene kadar. Ali Bey, “Ruslar Berkri’yi ele geçir­diğinde, dayılarıyla birleşememeleri amacıyla” Ermenilerin büyüğünden kundaktaki bebeğine kadar acımasızca katledilmesi için kaymakamı ikna etti.

Berkri Kaymakamına gittik, erkekleri öldürmesin diye kaç kere ayaklarını öptük, ama Ermenileri acımadan öldürmek için emir gelmiş olduğunu söyledi. Hapsedilmelerinin 9. günü erkekleri bağlı bir şekilde köprüye götürdüler, tek tek vurdular ve nehre attılar. Usta Markar’ı işkenceyle öldürdüler. Peder Ter Hımayak’a ise, kimsenin el kaldırmama­sı için hükümet bir güven mektubu verdi. Kaymakam, pederi Malabatlı Khurşut Bey’e teslim etti ve Ter Hımayak’a kimsenin el sürmemesi tali­matım verdi. Üç gün boyunca Ter Huskan Vordu Manastırı’nın mallarını bu beyin evine naklettirdi ve beye, “Ülke bize kalırsa, her şey sana kalır, aksi takdirde papaza teslim edersin”, diye talimat verdi. Bey, bir dolap yaptırır ve papazı içinde saklar, kısa zaman sonra kaymakam, beyi çağırır ve “Papazı senden istiyorum”, der ve geri vermesi için Khurşut’u hap­se atar. Zaptiyeler pederi götürüp Katnuk pınarı altında öldürdüler. Malabatlı Kürtler, yarı ölü durumundaki papazı, son nefesini verene kadar yumruklarla dövdüler. Ağzına çöp doldurdular ve ardından nehre attılar.

Dehşetten, Türklerin vahşetinden kurtarmak için çocuklarımızı ambardaki unun içine gömdük. Kadınların hepsini Türkleştirme niyetiyle bir evde topladılar. Umutsuz vaziyetteyken, aniden dağ tarafından silah sesleri duyuldu. Türkler kaçtı, kadınlar kurtuldu.

Halkın kalan kısmı, Yerevan eyaletinin farklı köylerine yerleşmiştir. Biz, burada yaşayanlarımız 3 haneyiz, 16 kişi, bunlardan 4’ü çalışıyor. Memlekete dönen yok.

Biz geri çekilirken yanımıza hiçbir şey almamıza müsaade etmediler. Petekte (21) 55 ölçü buğday, üst üste 2 karar, 2 yük un, 3 camız, 4 sığır, 5 inek, 4 eşek, 7 dana ve tosun, 45 koyun, 45 kuzu ve evimizin tüm varlığı.

Anlatan: 55 yaşındaki Berkrili Sananı Vardanyan (okur-yazar değildir)

EMA, fon 227, liste 1, dosya 424, yaprak 9 ve arka yüzü, orijinal, el yazısı.