VAN VİLAYETİ

HAYATTA KALAN OVSANNA’NIN, VAN SANCAĞININ ARÇEŞ KAZASIN­DAKİ BANON KÖYÜ KATLİAMIYLA İLGİLİ TANIKLIĞI

21 Ağustos 1916, Pzovant Gulamali

Arçeş sancağının Banon köyünden Ovsanna, köylerindeki katliamla ilgili şunları anlatmaktadır:

Banon köyü, 22 hane, 450 Ermeni nüfustan oluşmaktaydı ve 1.050 ineği, sığırı, camızı, 1.500 koyunu, 20.000 ölçü buğdayı, arpası vs. vardı. Hükümet savaştan önce köyümüzden 30 asker götürdü. Arçeş polis şefi, Manuk Hakopyan’dan 70 koyun aldı rüşvet olarak, oğlu Mıkırtiç’i asker­den kurtarmak için, fakat daha bir hafta geçmeden, polis şefi onu bizzat askere gönderdi.

Hükümet köylülerden savaş vergisi olarak 200 ölçü buğday, 22 sığır, 40 çift çorap, 30 çift çarık, 22 çift çuval, 30 ip, 40 araba saman, 30 araba tsan (38), 400 okka pişmiş ekmek vs. topladı. Tüm bunları hayvanlarımızla Arçeş’e naklettik ve orada depoladılar.

Askere gitmiş olanlardan sürekli çok olumsuz şartlarda oldukları, günlerce aç susuz ve subayların çirkin küfürlerine ve horlanmaya maruz kaldıkları yönünde mektup alıyorduk. Savaş ilanıyla birlikte askerleri­mizi silahsızlandırdılar ve amele olarak yollayıp mevziler ve yeni inşa edilen resmî binaların yapımında, gene kuru ekmek dahi yedirmeden ça­lıştırdılar. Geceleri yataksız, ıslak toprakta yatarak hastalanmaya başla­mışlardı. Birkaç ölüm olayı da olmuş, bu sebepten kaçmaya başladılar.

Hükümet, Arçeş ve Orora arasında çalıştırmak için mart ayında köyü­müzden 40 kişiyi ameliyeye götürdü. Bu adamlara nezaret eden ve onları ölümüne çalıştıran Nuri Bey, daha baştan büyük bir çukur kazdırır ve şüphe uyandırmamak için oradan çıkan toprağı yolların doldurulmasında kullanır. Nisan ayında, içlerinde Martiros Ağa, Manuk, Hakob, Aleksan ve Gabriel’in de olduğu 40 kişi de öldürülür ve haftalar önce kendi elle­riyle kazdıkları çukura atılır. O bölgeden birçok Ermeni’nin ve önderlerin bulunduğu o çukuru, biz gidip şahsen gördük. Hizmetkârlarıyla birlikte müdürün zaptiyeleriyle birleşmiş olan Tundıraslı Hamza ile Mui köyün­den Mirde, nisan ayında köyü kuşatarak, ne var ne yoksa yağmalayıp hayvanları götürdüler, her cinsten 50 kişi öldürdüler ve köyümüzü zorla İslâmlaştırdılar. Tundıraslı ve Yağinli Kürtler, Manuk’un gelini Ceyran’ı, Khaçatur’un 14 yaşındaki kızı Herko’yu götürdüler. Hakob Ağa’nm 14 yaşındaki kızı Antaram’ı ve gelini Nubar’ı arzularına karşı geldiği için 3 çocuğuyla birlikte öldürdüler, en büyüğü 5-6 yaşındaydı.

Biz de hükümet merkezi Arçeş’e kaçtık. Her gün Kürtler ve zapti­yeler bizi yağmalıyordu. 10 gün aç susuz kaldıktan sonra Zilanidzor’a, Kürtlerin arasına kaçtık. Ruslar ilerlediklerinde, bizi Rus ordusu tarafın­dan hırsızlık nedeniyle yakalanmış olan Kürtlerle değiştirdiler.

Ruslar Arçeş’i ele geçirince evlerimize döndük ve 1915 Temmuz rica­tında, Berkri üzerinden göç ettik. Zilanlı ve Haydaranlı Kürtler bizi yolda yakaladı. Bizimkiler, gönüllülerle birlikte karşı koydu ve Kafkasya’ya geçtik. Yol yorgunluğu ve hastalıklardan 20 kişi Ecmiadsin’de öldü.

Şimdi Yerevan, Ecmiadsin, Gamarlu ve daha başka bölgelerde yaşı­yoruz. Bugüne kadar hiç kimse vatana dönmemiştir.

EM A, fon 227, liste 1, dosya 438, yapraklar 6’nın arka yiizü-7 ve arka yüzü, orijinal, el yazısı.